Uzay yarışının unutulan kahramanları: Ay’a giden kaplumbağalar

Yirminci yüzyılın ortaları, insanlık için hem yıkımların hem de büyük atılımların çağı oldu. Özellikle Soğuk Savaş’ın yarattığı gerilim, bilimi ve teknolojiyi benzeri görülmemiş bir hızla ileriye taşıdı. ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki uzay yarışı, gezegenler arası yolculuk hayalini gerçeğe dönüştürmenin en büyük itici gücüydü. Her iki süper güç de, Dünya yörüngesinin ötesine geçmek, Ay’a ulaşmak ve bu alanda üstünlük kurmak için kıyasıya bir mücadele içindeydi.

Bu heyecan verici yarışın ilk kilometre taşlarından biri, 1966 yılında Sovyetler Birliği tarafından atıldı. Mart 1966’da fırlatılan Luna 10, Ay’ın çevresine yerleşen ilk yapay uydu oldu. Bu insansız araç, Ay yüzeyini ve kozmik radyasyonu incelemek için bilimsel aletler taşıyordu. Kısa bir süre sonra, benzer bir görevle Luna 12 de uzaya gönderildi.

NASA’nın kayıtlarına göre, Luna 10, 3 Nisan 1966’da Ay merkezli bir yörüngeye oturdu. Ay’a en yakın noktasında 350 km, en uzak noktasında ise 1.015 km mesafede yaklaşık 2 saat 58 dakikalık bir periyotta Ay etrafında döndü. Görevi tamamlandıktan sonra bir süre yörüngede kalan uydu, daha sonra Ay yüzeyine çarparak görevini sonlandırdı. Bu başarı, Sovyetler Birliği’nin uzay yarışında önemli bir üstünlük sağladığını gösteriyordu.

İnsansız görevler ve Zond programı

Ay’a insan gönderme hedefiyle hem Sovyetler hem de ABD, farklı stratejiler izliyordu. Sovyetler Birliği, bu amaçla iki ayrı program yürüttü: Ağır yük N1 roketiyle insanlı Ay görevi programı ve daha hafif bir roket olan Proton‘la fırlatılan Zond programı. Zond, temel olarak, Ay’a gidiş ve dönüş yolculukları için özel olarak tasarlanmış bir Soyuz uzay aracıydı. Ancak bu program, beklenmedik teknik sorunlar ve navigasyon hatalarıyla boğuştu.

Mart 1968’de fırlatılan Zond 4, Ay yörüngesine giremedi ancak Dünya’dan Ay’a kadar uzanacak bir mesafeye ulaşmayı başardı. Ne yazık ki, navigasyon sorunları nedeniyle güvenli bir iniş yapamadı. Ancak Zond serisinin en dikkat çekici görevi, Eylül 1968’de fırlatılan Zond 5 oldu. Bu araç, mürettebatı olmamasına rağmen, uzay yolculuğunun biyolojik etkilerini incelemek amacıyla iki bozkır kaplumbağası, meyve sinekleri, bitkiler ve solucanlarla uzaya gönderildi.

Zond 5, 15 Eylül 1968’de Baykonur’dan fırlatıldıktan sonra üç günlük bir yolculukla Ay’ın uzak yüzeyinin yaklaşık 1.950 km üzerinden geçti ve Dünya’ya geri döndü. Kapsül, navigasyon sistemindeki hatalara rağmen başarıyla Hint Okyanusu’na iniş yaptı ve Sovyet deniz kuvvetleri tarafından kurtarıldı. Kapsül Moskova’ya getirildiğinde, içindeki kaplumbağaların, sadece bir miktar kilo kaybetmiş olsalar da tamamen sağlıklı oldukları görüldü.

…Ve dönüm noktası

Zond 5’in bu başarılı geri dönüşü, ABD’de büyük bir alarma yol açtı. Sovyetlerin kısa sürede insanlı bir görevle Ay’ı turlayabileceği endişesi, ABD’deki uzay programlarının hızını artırmasına neden oldu. Bu durumun etkisiyle ABD, Aralık 1968’de Apollo 8 görevini Ay çevresine göndererek güç dengesini lehine çevirmeye başladı.

Her ne kadar Zond serisi, teknik sınırlamalar ve navigasyon sorunları nedeniyle istenen hedeflere tam olarak ulaşamasa da, Zond 5’in canlılarla döndüğü bu görev, insanlığın uzaydaki yolculuk tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak yerini aldı.

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir